10 Ocak 2013 Perşembe

Syfy'dan paranormal ataklar...

Paranormal Witness

Daha çok "science-fiction" yani "bilim kurgu" yapımlarıyla tanıdığımız Syfy bu sefer çok daha farklı bir yapımla karşımıza çıkıyor. Gerçek olaylara dayandırılan bu yapımda ilginç bir konu işlenmiş. "Paranormal Görü" diye Türkçeye naçizane çevirebileceğimiz dizide gerçek tanıkların ifadesine dayanarak kurgulanmış mini hikayelere yer veriliyor.

Her bir bölümünde tanıkların da bizzat anlatımları doğrultusunda "doğaüstü" denilen olaylar anlatıcılara sadık kalınarak aktarılmaya çalışılmış.

Dizi kurgudan daha çok aslında dökümanter nitelik taşıyor. Hayli ilginç, birbirinden garip paranormal hikayelere tanık olmak istiyorsanız bu dizi tamda aradığınız şey.

Paranormal aktivite gibi nispeten fason ve zaman kaybı olabilecek bir işe bence bulunabilecek en sağlam alternatif olan dizi dizimag çevirisiyle henüz 2. bölümünde.

Yapım yılı 2011 olan dizinin çevirisi aktif olarak devam ediyor.

Diziyi izleme listenize almanızda fayda var.

Takip etmek isteyenler dizimag üzerinden diziyi takip edebilirler.

İlk bölüme göz atmak için buraya tıklamanız yeterli.

Canım da çok sıkılıyor yahu !!!

Başlığa şaşırmayın ne dizi, ne film, ne oyun sektöründe son aylarda kayda değer bir gelişme yaşanmaması dahilinde yazdım o başlığı.

O kadar salakça şeyin arasında "lan ne yapsam acaba" diye düşünürken, eski-yeni dizileri eşelemek geldi aklıma, izlemediklerime falan bakarım hevesiyle.

Baktım uzun süredir korku kültüründe uzak kalmışım dedim bir bakayım neler var.

Kayda değer iki adam akıllı yapım izledim son bir ayda biri nispeten eski 3 bölümlük bir dizi, diğeri bildiğimiz American Horror Story'nin 2. sezonu Asylum.

American Horror Story 2. sezonu hala devam ediyor, sezona şimdi başlarsanız 12. bölüme yetişirsiniz.

Bu iki dizi de korku kültürüne çok farklı yaklaşımları olan yapımlar, aşağıda bu dizilerle ilgili yorumumu, spoiler patlatmadan yapmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.

American Horror Story: Asylum

Dizi ilk sezonun devamı niteliğinde değil arkadaşlar bunu belirtmekte fayda var, süregelen hikaye bir bütün halinde, yani her bölümde farklı bir hikaye işlenmemiş, bunun yerine çok daha farklı birşey yapmışlar Nip/Tuck'ın aykırı yaratıcısı bir akıl hastanesini alıp, bu hastane üzerinden toplumsal aksaklıklara çok sağlam göndermeler yapmış, korku yine var ama bu bildiğimiz eski tip "çığlıklı karılarla korkutma" yöntemi değil, toplumun çıplak gerçekleriyle korkutma yöntemi ki Hollywood'da ki balon örneklere bakarsak gayet marjinal bir hareket kabul edilebilir.

Dizide olaylar hep birbirine bağlı ve beklenmedik gelişmeler olabiliyor.

Nazi Almanyası ölüm meleği Joseph Mengele'den tutun da, deri yüzen katil Ed Gein'e, eşcinsellik eleştirisinden, Amerikan ilk dönem psikiyatr'larının tutumlarına kadar aklınıza ne gelirse işlenmiş. Hatta uzaylılar bile mevcut ve tüm bunlar yadırgamayacağınız bir biçimde diziye adapte edilmiş.

Farklı birşeyler izleyip ufkunu genişletmek isteyenlere tavsiyemdir, olaya korku olarak bakmadan izleyin, dizinin toplumsal eleştrilerine kulak verin.

The Secret of Crickley Hall

Bu dizide çocuğunun aniden kaybolmasıyla eskiden Nazi Almanyasından kaçırılan çocuklarının barındığı bir yetimhane'ye bilmeyerek te olsa olaylardan uzak kalmak için yerleşen ve yavaş yavaş bu malikanede ne olduğunu anlamaya başlayan ailenin yaşadıkları anlatılıyor.

Dizide olayların anlatımı dramatizasyonun hayli yüksek olduğu ancak abartısız bir tatta korku öğeleri verilerek yapılıyor.Malikanede neler olduğu malikanenin yetimhane olduğu döneme yapılan flashback'ler ile anlatılıyor.

Sonu beklenenden daha basit bitmiş olsa da yetimhanede yaşanan olaylar harika bir şekilde işlenmiş ve izleyiciye uzun bir sinema filmi tadında sunulmuş.

İzlemenizde yarar var.

İzlemek isteyenler dizimag üzerinden izleyebilirler:

Dizimag üzerinden izlemek için tıklayın.