Şimdi sistem üzerine konuşalım.
Toplumsal davranışlar ve kapital sistemin etkisi üzerine birşeyler karalayıp, zırvalayalım.
Gecenin bu saatinde, bu kafayla ne kadar toparlayabilirsem o kadar yazarım, bırakırım.
Sonra vay efendim neden lap diye kestin diye serzenişte bulunmayın.
Öncelikle kapitalist sistemin mantğını kavrayalım "Tüket, tüketmek için yaşa, yaşamak için çalış."
Düz mantık bu şekilde.
Gelelim sosyolojik etkisine; Öncelikle bir topluluğun bir şeyi geneliyle tüketebilmesi için ona bu şeyin çok iyi olduğunu, bunu kullandığında diğerlerinin gözünde ne kadar çekici olacağını anlatmamız lazım. Bunu nasıl yapıyoruz?
Öncelikle medyayı kullanarak.Misal bunu tüketirsen kızlar üzerine atlar, tüket ki doyumun zirvesine ulaş, bu objeyi tüket, mutlu ol, huzura kavuş vs. vs.
Sonra bireylere birbirlerine karşı üstünlük kurabilmeleri için satın almaları gerektiğini, ne kadar kaliteli olanı satın alırlarsa statülerinin o kadar yükseleceğini anlatıyoruz.
Bireyler reklamlar vasıtasıyla verilen "tüket" mesajını alıp, biribirleri arasında gerek sosyal mecrada gerekse gerçek hayatta bu aldıkları mesajı paylaşıyorlar.Bu sayede tüketici kitlemizi yakalamış oluyoruz.Aynı zamanda popüler kültürü de oluşturduk.
Bunlar tüketmeye ve statüsünü sözde yükseltemeye fazlasıyla hazır bireyler, bu popüler kültür onları önce yapay sosyal çevrelerine yaklaştırarak geçici bir mutluluk sağlıyor, sürekli tüketebilen bireye devamlı yapay mutluluk sağlayan bu sosyolojik ortam, bireyi sürekli tüketmeye yöneltiyor. Elbette ki tüketimde belirli bir ücret karşılığında gerçekleşiyor. Bunun için para gerekiyor ve bireyler parayı karşılayabilmek için sistemin çarkları arasına dalıyorlar ve bu boş tüketim dengesinin sistematiğine dahil oluyorlar.
Birey özetle yalnız kalmamak, yapay mutluluğa erişmek için tükettikçe tüketiyor, gerekmediği halde tüketiyor ve sonunda kapitalist sistemin oluşturduğu kocaman bir tüketim toplumu peydah oluyor.
Bunun sadece sosyal, psikolojik sonuçları değil, ekolojik sonuçları da felaket oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder